NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’S-SİYER

<< 2240 >>

الدعوة قبل القتال

3- Savaştan Önce islam'a Davet Etmek

 

أنبأ محمد بن عبد الله بن بزيع قال حدثنا يزيد وهو بن زريع قال حدثنا بن عون قال كتبت إلى نافع أيحمل الرجل بغير إذن الأمير قال لا يحمل إلا بإذنه قال وما كتبت تسألني عن الغزو هل سمعت من بن عمر فيه أن الناس كانوا يدعون إلى الإسلام في أول الإسلام قبل قتال وأن بن عمر أخبرني أن رسول الله صلى الله عليه وسلم أغار على بني المصطلق يعني خزاعة وهم غارون وأنعامهم على الماء تسقى فقتل رجالهم وسبى سبيهم وأخذ أنعامهم فكان ذلك اليوم الذي أصاب فيه جويرية

 

[-: 8531 :-] İbn Avn der ki: Nafi'ye bir mektup yazıp: "Komutanın izni olmadan kişi düşmana saldırıya geçebilir mi?" diye sordum. O da bana cevaben şöyle yazdı: "izin olmadan saldırıya geçemez. Mektubunda yine bana ibn Ömer'den, islamın ilk zamanlarında savaştan önce insanların islam'a davet edildiğini işitip işitmediğimi sormuşsun. Ancak ibn Ömer'in bana bildirdiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in Mustalik oğullarına yani Huzaalılara, gaflet anında hayvanlarını sularken saldırmış, adamlarını öldürüp kadınlarını, çocuklarını ve mallarını almıştır. Cüveyriye'yi aldığı gün de işte o gündü."

 

Tuhfe: 7744

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari (2541), Müslim (1730), Ebu Davud (2633) ve Ahmed, Müsned (4847) rivayet etmişlerdir.

 

 

إلى ما يدعون

4- Savaştan Önce Karşı Taraf Neye Davet Edilir?

 

أنبأ أحمد بن سليمان قال حدثنا يعلى بن عبيد قال حدثنا إدريس الأودي عن علقمة بن مرثد عن سليمان بن بريدة عن أبيه قال كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا بعث أميرا على قوم أمره بتقوى الله في خاصة نفسه ولأصحابه بعامة وقال اغزوا بسم الله وفي سبيل الله قاتلوا من كفر بالله ولا تغلوا ولا تغدروا ولا تمثلوا ولا تقتلوا وليدا وإذا لقيت عدوك من المشركين فادعهم إلى إحدى ثلاث إلى الإسلام فإن دخلوا في الإسلام فاقبل منهم وكف عنهم وإلى الهجرة فإن دخلوا في الهجرة فاقبل منهم وكف عنهم وإن اختاروا الإسلام وأبوا أن يتحولوا من ديارهم إلى دار الهجرة كانوا كأعراب المؤمنين يجري عليهم ما يجري على أعراب المؤمنين وليس لهم من الفيء والغنيمة شيء إلا أن يجاهدوا في سبيل الله فإن أبوا الإسلام فادعهم إلى إعطاء الجزية واقبل منهم وكف عنهم فإن أبوا فاستعن بالله وقاتلهم فإذا حاصرت أهل حصن فإن أرادوك على أن تنزلهم على حكم الله فلا تنزلهم ولكن على حكمكم ثم اقضوا فيهم بعد ما شئتم فإنكم لا تدرون تصيبون حكم الله أم لا وإن أرادوك أن تنزلهم على ذمة الله وذمة رسوله صلى الله عليه وسلم فلا تنزلهم ولكن ذممكم وذمم آبائكم وإخوانكم فإنكم أن تخفروا ذممكم وذمم آبائكم وإخوانكم أهون عليكم من أن تخفروا ذمة الله وذمة رسوله صلى الله عليه وسلم

 

[-: 8532 :-] Süleyman b. Bureyde, babasından bildiriyor: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir topluluğa karşı bir birlik çıkardığı zaman özelde komutana ve genelde yanındakilere takvayı öğütler ve: "Allah'ın adıyla Allah yolunda, Allah'ı inkar edenlerle savaşın. Ancak hainlik, vefasızlık etmeyin, öldürdüğünüz kimselerin uzuvlarını kesmeyin ve çocukları da öldürmeyin. Müşriklerden düşmanlarınla karşılaştığın zaman onları şu üç şeyden birine davet et. Onları İslamiyet'e davet et. Eğer davetine icabet ederlerse sen de onların icabetini kabul et ve onlara dokunma. Sonra onları İslam topraklarına hicrete davet et. Eğer hicret etmeyi kabul ederlerse onların bu hicretini kabul et ve onlara dokunma. Eğer Müslüman olmayı kabul ederler ancak memleketlerini terk edip de hicret etmeyi kabul etmezlerse çöldeki mürnin bedeviler konumunda olurlar. Bedevilerin sorumlu oldukları şeylerden kendileri de sorumlu tutulurlar. Bizzat savaşa katılmadıkları sürece elde edilen mal ve ganimetIerden pay alamazlar. Eğer İslam'ı kabul etmezlerse onlardan cizye iste. (Eğer bunu kabul ederlerse) onlardan bunu kabul et ve onlara dokunma. Eğer bunu da kabul etmezlerse Allah'tan yardım dile ve onlarla savaş. Kale içindekileri kuşattığın zaman senden Allah'ın hükmüne göre teslim olmayı istedikleri zaman bunu kabul etme. Ama sizin vereceğiniz hükme razı olup teslim olacaklarsa bunu kabul et. Sonrasında da onlar hakkında dilediğin hükmü ver. Çünkü Allah'ın hükmünde isabet edip etmeyeceğinizi bilmezsiniz. Eğer Allah'ın ve Peygamberinin zimmetini isterlerse onlara Allah'ın ve Peygamberinin zimmetini de verme. Fakat onlara kendi zimmetini, babanın ve arkadaşlarının zimmetini ver. Sizin kendi zimmetinizi, babalarınızın ve arkadaşlarınızın zimmetini bozmanız Allah'ın ve Resulünün zimmetini bozmanzzdan daha önemsizdir" buyururdu.

 

8627,8712 ve 8731. hadislerde yine gelecektir.   -  Tuhfe: 1929

 

Diğer tahric: Hadisi Müslim 1731 (2,3,4,5), Ebu Davud (3612,2613), İbn Mace (2858), Tirmizi (1408, 1617), Ahmed, Müsned (22978) ve Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (3572, 3573, 3574, 3575, 3576) rivayet etmişlerdir.